Hayat Başarısı ve Şans

Toplumdaki en başarılı insanlar sadece en şanslı insanlar mıdır?
The Role of Luck in Life Success Is Far Greater Than We Realized.
Scientific American By Scott Barry Kaufman on March 1, 2018

Başarılı olmak için ne gerekiyor. En başarılı olanların sırrı ne. Bu soruların cevabı o insanları izleyerek verilebilir. Bu izlemde, beceri, zihinsel dayanıklılık, sıkı çalışma, azim, iyimserlik, büyük düşünme ve duygusal zekâ gibi parametreler incelenebilir. Bu başarı sadece magazin dergilerinde yazdığı gibi değildir, ayrıca iş fırsatlarından, şöhretten, hükümet hibelerinden, toplumsal politikalardan, kaynakların dağıtımındandır. Kaynaklarımızı, başarılı geçmişi olanlara verme eğilimindeyiz, en başarılı olanın da en yetkin olduğunu varsayarak, başarısız olanları görmezden gelme eğilimindeyiz.
Ancak bu varsayım doğru mu? Tüm kariyerimde başarı ve yaratıcılığı ön gören çalışmaları inceledim. Tutku, azim, hayal gücü, entelektüel merak ve denemeye açlık dahil olmak üzere belli sayıda özellik- başarı farklılıklarını önemli ölçüde açıkladığını gördüm ancak bunlarla açıklanmayan kısmı merak ettim.
Son yıllarda bir dizi çalışma ve kitap (risk analisti Nassim Taleb, yatırım stratejisti Michael Mauboussin ve ekonomist Robert Frank´in yazdıklarının da aralarında bulunduğu) birçok alanda (finansal ticaret, iş, spor, sanat, müzik, edebiyat ve bilim de dahil olmak üzere) şansın ve fırsatın şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla rol oynayabileceğini öne sürdü.

Onlara göre şans her şey değildir, tabii ki yetenek önemlidir. İncelemeler, Başarının belirleyicilerini anlamaya çalışırken kişisel özelliklere odaklanırsak başarı resminin gerçekten önemli bir parçasını kaçırdığımızı gösterir.

Bazı yeni bulguları düşünelim:
• Dünyada insanların gelir farklılıklarının yarısı, yaşanılan ülke ve ülkedeki gelir dağılımı ile açıklanır.
• Yüksek üretkenlik (çalışkanlık) bilimsel kariyer yapmada sınırlı etkiye sahiptir.
• CEO olma şansınız isminiz ve doğduğunuz ay ile ilişkilidir. Haziran ve temmuzda doğanların CEO olma şansı diğer aylara göre çok düşüktür. Soy isimleri alfabeye göre daha önde olanların, bulundukları departmanda yükselme şansı daha yüksektir.
• İsimleri kolay telaffuz edilen insanlar daha doğru kararlar verirler.
• İsimleri erkeksi tonda olan kadınlar daha başarılıdır.

Şansın etkisi önemli bir soruyu akla getirir: en başarılı insanlar toplumun en şanslı insanları mıdır? Bu çok az doğru bile olsa, şans faktörü sınırlı kaynakların dağılımında devreye girecek ve zengin ve başarılı olma olasılığına etki edecektir.
Bu ağır soruna ışık tutmaya çalışan İtalyan fizikçiler Alessandro Pluchino ve Andrea Raspisarda başarılı bir kariyer için şans ve yeteneğin rolünü belirlemek için İtalyan ekonomist Alessio Biondo ile birlikte çalıştılar. Daha önceki çalışmalarında, insanların, başarının belirleyicileri arasındaki rastlantısallığın önemini göz ardı ettikleri için, en yetkin insanlara şeref ve ödüller vermediklerini düşündüler. Şans faktörünü atlamamak için 40 yıllık bir çalışma hayatı boyunca kollektif bir nüfusun kariyerlerinin evrimini simüle eden bir "oyuncak matematiksel model" önerdiler.

İtalyan araştırmacılar çok sayıda sanal bireyi, farklı derecelerde "yetenek" ile bir kare dünyaya sıkıştırdılar. Yetenekler, Kişisel özellikler, bir kişinin fırsatları kullanmasını sağlar. Önemli olan, daha yetenekli insanların belirli bir fırsattan en fazla yararlanma ve patlama yapma olasılığının daha yüksek olmasıdır. Üstünlük (yetenek); zekâ, beceri, motivasyon, kararlılık, yaratıcı düşünme, duygusal zeka, vb. özellikleri içerir.

Tüm sanal bireyler aynı başarı düzeyi ile simülasyona başladılar (10 birim). Her 6 ayda bir, bireyler belirli sayıda şanslı olaylara (yeşil) ve belli bir miktar şanssız olaylara (kırmızı renkte) maruz kalmıştır. Bir kişi şanssız bir olayla karşılaştığında, başarıları yarıya indirildi ve bir kişi şanslı bir olayla karşılaştığında, başarıları yetenekleriyle orantılı olarak ikiye katlandı. (Yetenek ve fırsat arasında, gerçek yaşamdaki ilişkiyi yansıtması için). Ne buldular? Öncelikle, az sayıda insanın nüfusun çoğunun başarısını sağladığını öne süren "Pareto Prensibi" sonucuna ulaştılar (Richard Koch’un "80/20 prensibi’’). 40 yıllık simülasyonun nihai sonucunda, yetenek normal olarak dağıtılırken, başarı değildi. En başarılı 20 kişi, toplam başarı miktarının %44’üne sahip olurken, nüfusun neredeyse yarısı 10 ünitenin altında kalmıştır. Bu gerçek dünyadaki verilerle tutarlıdır, ancak gerçek dünyada, servet başarısının daha da düzensiz dağıldığı yönünde bir görüş vardır (en zengin 8 kişi dünyanın fakir insanlarının toplam servetinin yarısına sahiptir).

İtalyan araştırmacılar çok sayıda sanal bireyi farklı derecelerde "yetenek" ile bir kare dünyaya yerleştirdiler ve hayatlarının akışını izlediler. En başarılı insanların yetenekli veya en yetenekli oldukları ortaya çıktı. Yetenek ile başarı ilişkisiz değildi. Genel olarak, daha yetenekli olanlar, şansın sunduğu olanakları kullanarak daha fazla başarı elde etme olasılığına sahipti. Ayrıca, en başarılı denekler en azında ortalama bir yeteneğe sahipti. Yani yetenek önemliydi.
Ancak, yetenek kesinlikle yeterli değildi çünkü en yetenekli bireyler nadiren en başarılılardı. Genellikle, vasat-ama-şanslı insanlar, daha yetenekli-ama-şanssız bireylerden çok daha başarılıydı. En başarılı kişiler, yetenekleri ortalamanın sadece biraz üzerinde olan, ancak yaşamlarında çok şanslı olanlardır.
Son derece başarılı bir insan hayatında bir dizi çok şanslı etkinliğe sahipti, en az başarılı olan kişi kırmızı (diğer kişiden daha yetenekli olsa da) hayatında katlanılmaz sayıda şanssız olay yaşadı. Yazarların belirttiği gibi, "büyük bir yetenek bile talihsizliğin etkisini aşamayabilir.
Yetenek kaybı, hem bireysel hem de topluma karşı talihsiz bir durumdur.
Öyleyse, fırsatlardan yararlanmak isteyenlerin en çok ihtiyaç duydukları fırsatlardan nasıl yararlanılabilir. Şimdi sıraya dönelim. Onur, fon veya ödüller vermek için kullanılan pek çok adil strateji genellikle kişinin geçmiş başarısına dayanır.

Spontan aşırı şanslılık:

Ödüller, fonlar veya ödüller vermek için kullanılan birçok adil strateji genellikle kişinin geçmiş başarısına dayanır. Bu şekilde bireyleri seçmek, zenginlerin zenginleştiği ve yoksulların daha fakirleştiği bir durum oluşturur (matheww = matta etkisi, incilde geçer... çünkü kimde varsa ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde olacak.)
Ancak bu potansiyelin maksimize edilmesi için en etkili strateji midir? İnsan başarısını en üst düzeye çıkarmak için daha etkili bir fonlama stratejisi hangisidir: Daha önce başarılı olan birkaç kişiye büyük hibeler vermek veya çok sayıda ortalama başarılı insan için daha küçük hibeler vermek? Bu, kaynakların dağıtımıyla ilgili temel bir sorudur.

Jean-Michel Fortin ve David Currie daha büyük hibelerin daha büyük keşiflere yol açıp açmadığını inceleyen bir çalışma yapmıştır. Finansman ve etki arasında pozitif, ancak çok küçük bir ilişki bulmuşlar. Dahası, ikinci bir hibe alan kişiler, sadece ilk hibe alanlardan daha üretken değillerdi. Bilimsel etkileri bakımından, araştırma fonlarının elit araştırmacıların ellerinde toplanmasının genellikle azalan geri dönüşler yarattığı sonucuna varmışlardır.
Herhangi bir fon olmadan, en başarılı temsilcilerin ortalama yetenek seviyeleri olan çok şanslı insanlar olduğunu gördük. Simülasyona çeşitli finansman fırsatları eklediklerinde ne olur? En az etkili fonlama stratejilerinin, finansmanın belirli bir yüzdesini yalnızca zaten en başarılı bireylere verenler olduğunu görebilirsiniz. Belli bir yüzdeyi en başarılı insanlara veren ve geri kalanını eşit olarak dağıtan “karma” stratejiler biraz daha etkilidir ve rasgele fon dağıtımı daha da etkilidir. Bu son bulgu ilgi çekicidir, çünkü tesadüfün bir rol oynayabileceği karmaşık sosyal ve ekonomik bağlamlarda, rastlantısallığı içeren stratejilerin adil olduğu düşünülen yaklaşıma dayalı stratejilerden (geçmişte başarılı olanların desteklendiği) daha iyi performans gösterebileceğini ileri süren diğer araştırmalarla tutarlıdır.
Bununla birlikte, hepsinin en iyi fonlama stratejisi, herkese eşit miktarda fon dağıtıldığı biriydi.
Eğer amaç en yetenekli kişiyi ödüllendirmekse (böylece nihai başarı düzeyini arttırıyorsa), sadece küçük bir kişiye daha büyük bir sermaye vermek yerine, tüm bireylere periyodik (hatta küçük) eşit miktarlarda sermaye dağıtımı çok daha uygundur.

Çevrenin etkisi

Herkes için fırsatlar açısından zengin olan çevrenin sonuç dağılımı arasındaki farklara bakarsak, simüle edilmiş evrende, orta ve yüksek yetenekli bireyler çok yüksek başarı seviyelerine ulaşabilmişlerdir ve en azından ortalamanın üzerinde başarı düzeyine ulaşan orta derecede yetenekli bireylerin ortalama sayısı oldukça yüksekti. Aksine, ortalamanın altında simüle edilen evrende, toplumun genel başarı düzeyi düşüktü.

Tartışma

Gerçek dünya verilerine dayanan sayıları giderek artan çalışmalarla sonuçlanan bu aydınlatıcı simülasyonun sonuçları, şansın ve fırsatın, bireysel başarının nihai düzeyini belirlemede takdire şayan bir rol oynamadığını kuvvetle göstermektedir. Araştırmacıların belirttiği gibi, ödüller ve kaynaklar genellikle yüksek oranda ödüllendirilenlere verildiğinden, bu çoğu zaman en yetenekli olanlar için bir fırsat eksikliğine neden olabilir. Yaratıcı süreç boyunca kendiliğinden ortaya çıkabilen şansın önemli rolünü hesaba katmaz. Araştırmacılar, aşağıdaki faktörlerin, insanlara başarı şansını artırmada önemli olduğunu ileri sürmektedir: fırsatlar açısından zengin bir teşvik ortamı, iyi bir eğitim, yoğun bir eğitim ve kaynakların dağıtımı için etkin bir strateji. Makro analiz düzeyinde, bu faktörleri etkileyebilecek herhangi bir politikanın toplum için daha büyük bir toplu ilerleme ve inovasyonla sonuçlanacağını savunuyorlar.

 

Gönder
Todi sosyal medya hesaplarını takip edin, tüm gelişmelerden haberdar olun
Genel konular, üyelik işlemleri ve daha fazlası hakkında yardıma ihtiyacınız olduğunda bize ulaşın
destek@todi.com.tr